Kaslı atletik vücudu yunan mitolojisindeki tanrı heykellerini andıran adamın altında şehvetle kıvranan karım, üstünde inip kalkan erkeğin şişkin damarlı kalın erkeklik organının kızışmış durumdaki aşk deliğinin daha derinlerine girmesini sağlamak istercesine kalçalarını yukarı kaldırıyor, içinden çıktığında kendi zevk sıvılarıyla pırıl pırıl parlayan allame arzuyla aralanan kadınlığına tekrar gömülürken inleyerek tırnaklarını erkeğin sert kalçalarına geçiriyordu. Yabani erkeğin ağzının içinde kaybolan dolgun dudakları emiliyor mu öpülüyor mu anlaşılmıyor, şehvet çılgınlığı içindeki aygır karımın lezzetli dudaklarını öpmüyor adeta yiyordu. Başımın fırıl fırıl dönmesine ve felç olmuş gibi hiç hareket edemememe rağmen ilgiyle ama nedense duygularım uyuşmuşçasına hiç kıskançlık hissetmeden sevgili karımın yanıbaşımda hayvani bir erkek tarafından düzülüşünü izliyordum.
Bu duruma nasıl geldiğimizi uyuşmuş belleğimi zorlayarak hatırlamaya çalıştım.
Güneydoğu şehirlerinin binlerce yıllık kültürü, tarihi dokusu ve henüz geleneklerini koruyan yapıları birçoğunu olduğu gibi bizi de kendine çekiyor ve bir sonbaharda bu hayalimizi gerçekleştirmeyi planlıyorduk ki sonunda ikimiz de işlerimizi ayarladığımız bir ekim ayında otobüse atladığımız gibi soluğu sırasıyla Adana, Hatay, Gaziantep, Harran, ve Mardin’de aldık. Son derece otantik yapısı ve büyüleyici kültürüyle Mardin’de iki gün kalmayı planlıyorduk ve daha yola çıkmadan mütevazi bir otel olan Şahmeran Butik Otel Kafe’de yerimizi ayırtmıştık. Velhasıl keyifli yolculuğumuza daha sonra Midyat, Diyarbakır,Adıyaman ve Şanlıurfa’yla devam edecektik.
Giriş yaptığımızda Şahmeran otelinin sade ama otantik dekoru, evinizin bahçesindeymiş hissi veren yemek yiyip çay içebileceğiniz yüksek duvarlı bahçe içindeki masaları ve bizi odamıza çıkartan güler yüzlü, tatlı dilli yöneticisi Veysel ile beklentilerimiz fazlasıyla karşılanmış oluyordu. Kaldığımız odanın bahçeye açılan balkonundaki masaya oturup mutlu gözlerle karımla birbirimize gülümserken aşağıdaki bahçeden Veysel’in seslendiğini duyduk. Bir saat sonra akşam yemeği verilecekmiş ve ayrıca canlı müzik de varmış.
Saat sekizde duşlarımızı alıp akşam yemeği için bahçeye indiğimizde Veysel oturacağımız masayı gösterirken ben oldukça iyi icra edilen kanun’un sesinden mest olmuş durumdaydım. Yemeğimiz bitip bir süre daha canlı müzik dinledikten sonra bizden başka iki çiftin daha olduğu bahçeden ayrılıp odamıza gitmek üzere kalkarken yanımıza gelen Veysel arzu edersek odamıza bir semaver taze demlenmiş çay getirebileceğini söyleyince keyfimiz tam olmuştu. Az sonra oda kapımız çalındığında elindeki tepsideki semaverle birlikte içeri buyur ettiğimiz Veysel bizimle birlikte çay içmesi için balkona davetimizi reddetmedi. Otuzbeş kırk yaşlarındaki uzunca boylu adamın atletik bedeninden adeta enerji fışkırıyordu. Nuray rahat etsin diye balkona almaya çalıştığım ağır koltuğu ben kaldırmakta güçlük çekince adeta hiç ağırlığı yokmuş gibi kaldırıp balkona taşıdığında karımın ağzından dökülen hayret nidasına karşılık mahcup bir gülümsemeyle karşılık veren Veysel aslen Ağrı’lıymış.Beylikdüzü escort On senedir bu otelin müdürü, garsonu, çaycısı ve resepsiyonisti yani herşeyi olan adam hiç evlenmemiş. Anlattıklarından otelin dul sahibesiyle aralarında birşeyler olduğunu sezinlediğim erkeğin ara sıra karımın cömert dekoltesine ve yuvarlak kalçalarına takılan gözleri güzel kadınlara karşı zaafı olduğunu ele veriyordu. Yol yorgunluğu içinde Nuray’ın migreni hafif hafif tutmaya başlamış ve benim de başım ağrıyacak gibi duruyordu. Aslında ağrı kesicilerimizi bulundurmayı hiç ihmal etmeyiz ama o gün pazar günü olduğu için açık eczane bulamayacağımızı düşündüğümüzden biten ilaçlarımızın yerine yenilerini almayı ertesi güne bırakmıştık. Veysel Nuray’a otel sahibesinin de migrenden çektiğini ve hemen resepsiyondan iki tane alıp getireceğini söylediğinde ben midemden dolayı her ilacı içemediğimi söyleyince onda da aynı dert olduğunu bana da kendi kullandığını getireceğini söyleyerek aşağı indi. Çaylarımız bitip ilaçlarımızı almış bir şekilde Veysel’i uğurladıktan sonra soyunup yattığımızda her zamanki gibi çok seksi görünen karımla sevişme niyetim yanlızca bir niyet olmaktan öte gidemedi ve başucumuzdaki abajurun ışığını bile kapatamadan uykuya dalmışız. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama oda kapısının açılarak teklifsizce içeriye giren Veysel’i gördüğümde doğrulmak istememe rağmen hareket edemediğimi farkettiğimde büyük şaşkınlık yaşadım. Beni bir çocukmuşum gibi kucaklayıp (bu arada seksen kilo olduğumu belirteyim) yatağın az ötesindeki koltuğa oturtan adam yatakta uyuyan karımı soymaya başladığında oturduğum yerde olanları adeta bir film izler gibi izlemeye başladım. Karımın külodunu çıkarıp tüysüz muhteşem kadınlığını parmaklamaya başlayan erkek ”Vay vay vay! Tam istediğim gibi. Gerçek bir erkeğin iri yarrağına hazır mısın yavrum?” dediğinde beni en çok şaşırtan Nuray’ın sarhoş gibi bir sesle ”Hı hı!” diyerek olumlu cevap vermesi oldu.
Kendinde değilmiş gibi görünen karımın gözlerine bakarak soyunmaya başlayan erkek donunu indirdiğinde ortaya çıkan şeyin gerçek olup olmadığından yeminle şüpheye düştüm. Adamın karıma şov yapar gibi elinde salladığı damarlı erkeklik organı neredeyse bir balta sapı kalınlığında, en az yirmi yirmibeş santim uzunluğundaydı.
Nuray’ın bulanık bakışları önünde sallanan hayvani organa büyülenmiş bir şekilde takılı kalmış, cinsel anlamda heyecanlandığını belli eder şekilde dudaklarını ısırırken ağzından neredeyse bir çocuk masumiyeti ve şaşkınlığıyla uzata uzata ”Çook büüüyüüüük!” kelimeleri döküldü.
Karımı yatağın kenarına sırtüstü yatıran Veysel bacaklarını yukarı kaldırdığı dişinin muhteşem kadınlığını yalamaya başladığında yanlızca oral seksle orgazm olabilen karımın başka bir erkek tarafından boşaltılmak üzere olduğunun farkındalığıyla allak bullak oldum.
Nuray’ın orgazm olurken çıkardığı, çok iyi bildiğim inleme sesi odayı doldururken hangi noktaya ulaştıklarını iyi bildiği anlaşılan tecrübeli erkek tıpkı benim yaptığım gibi ağzını dişinin kasılan aşk deliğine bastırıp ısrarla klitorisini yalamaya devam etti. Narin beden zevk titremeleriyle assaslaşan kadınlığının artık dayanamadığı zevk dokunuşlarını uzaklaştırmak üzere başını elleriyle ittiğinde ağzı kadınımın zevk sularıyla ıslanan olan erkek yüzünde muzip bir gülümsemeyle zevk kasılmalarının bitmesini bekledikten sonra kamışını karımın ağzına doğru uzattı. Devasa organa hayret dolu bakışlarla bakan Nuray’ın dudaklarına bastırılan erkeklik organının iri başını emmek üzere uysallıkla ağzını açması benim için daha da büyük sürpriz oldu. Kadınımın ağzına sokup çıkardığı masif aletin hareketlerini merakla izlerken bu duruma nasıl geldiğimizi düşünmeye başlamıştım ki çok uğraşmama gerek kalmadan Veysel’in ağrı kesici diye verdiği ne idüğü belirsiz hapların etkisi altında olduğumuzu kavradım.
Nuray’ın fiziksel olarak reaksiyon gösterebildiğini ve çok içten bir şekilde empati kurabildiğini göz önüne alınca ihtimalen Veysel’in ona verdiği hap ekstazi gibi birşeydi. Benim durumuma bakınca da roş tarzı bir şeyle ilaçlanmış olmalıydım.
Karım gözlerimin önünde hem de görünüşe göre benden çok daha güçlü başka bir erkek tarafından düzülmek üzereyken neden herhangi bir kıskançlık hissetmediğimi de (içten içe hafif bir burukluk hissetsem de) anlamıştım ki ben de karşımdaki herkülvari erkeğe açıkça hayranlık duyuyordum ki en azından ilacın etkisindeyken bu kesinlikle böyleydi.
Karımın bacaklarını kendi dizlerinin yanlarına koyan erkek dibinden tuttuğu aşk kılıcını dişinin birleşmeye hazır durumdaki kadınlığına sokmaya başladığında utançla kendi kamışımın sertleşmeye başladığını hissettim.
Bacaklarını omuzuna alıp içine yüklenmeye başladığında Nuray zevkle inlerken üstündeki erkek tempolu bir
şekilde erkeklik organını ileri geri hareket ettirmeye başladı. Yatakta son derece sessiz ve utangaç olan karım aldığı zevkle küçük çığlıklar atmaya başlayıp erkeğin öpüşlerine içtenlikle karşılık verirken ben duyduğum heyecandan ter içinde kalmıştım. On dakika kadar sonra belinden tutup kaldırdığı karımı domalttıktan sonra arkasına geçen erkek içini tekrar pompalamaya başladığında Nuray’ın inlemeleri artık iyice derinleşmişti ki arkasındaki adama hitaben ” Geliyoruuumm!” diye seslendiğinde hayatında ilk kez oral seks dışında orgazm oluyordu.
Kalın kamışını orgazm kasılmaları bitene kadar bir müddet daha dar deliğinde dinlendirdikten sonra içinden çıkıp nefesini ancak toparlamış gibi görünen karımın yanına uzanan Veysel üstüne çektiği Nuray’ı allame-i cihan’ın üstüne oturttuğunda yılların tecrübeli dişisi artık ne yapacağını çok iyi biliyor olduğunu kanıtlarcasına devasa organın üstünde inip kalkmaya başladı.
Aradan beş dakika geçmişti ki Veysel’cain ”Ağzında boşalt” dediğini duyduğumda gördüklerime anlatsalar inanmazdım. Erkeğin devasa boyutlara ulaşan organının iri başını ağzına sokan karım henüz emmeğe başlamıştı ki adam iniltilerle kadınımın ağzına boşalmaya başladı.
Sabah uyandığımızda ikimiz de gayet iyi hissediyorduk. Nuray özellikle çok mutlu ve neşeliydi. Sabah kalktığımda olanların gerçek olup olmadığının kafa karışıklığı içinde gördüklerimin rüya olma ihtimalini gözönüne alarak Veysel kahvaltı masamıza geldiğinde hiç istifimi bozmadan kaldığımız yerden dostluğumuza devam ettim.
O gün çok merak ettiğimiz Mardin’i akşama kadar gezip otele döndüğümüzde karım hayal kırıklığı içinde ağrı kesici almayı yine unuttuğumuzu hatırlattı. Akşam yemeğinden sonra elindeki semaverle birlikte odamıza gelen Veysel hiç sorun olmadığını hemen aşağıya gidip ilaçlarımızı getireceğini söylediğinde midemde bir kasılma hissetmedim değil. Nuray dün gece kendisine iyi geldiğini söylediği hapı yutarken ben yutuyormuş gibi yapıp cebime sakladım. Ertesi günü otelde dinlenerek geçirmeyi planladığımızdan geç saatlere kadar balkonda sohbet ederken Nuray aldığı muhtemelen ekstazi sayesinde oturduğu koltukta yarı yarıya kendinden geçmiş gözleri baygın bakıyordu. Ben güya aldığım ilaçtan dilim dolanıyormuş gibi ”Yaa karcm g.t yata.na yat” deyip başımı geriye atıp horlamaya başlayınca Veysel büyük bir teklifsizlikle karımı kucakladığı gibi yatağımıza yatırdıktan sonra az ötedeki varlığıma aldırmadan giysilerini çıkarttığı Nuray’ı bir hamlede çırılçıplak bıraktı. Daha sonra dönüp tıpkı dün gece olduğu gibi beni kucaklayarak içeri taşıyıp koltuğun üstüne oturttuktan sonra odadan çıkıp koridorda birisiyle birşeyler konuştuğunu duyduğum Veysel tekrar içeri girdiğinde hafifçe araladığım kirpiklerimin arasından yanında yirmibeş otuz yaşlarında, esmer, iri yarı, bir adam daha olduğunu gördüğümde hissetttiğim panikle az daha ayağa fırlıyordum. Veysel ” İşte Naci sikeceğimiz karı bu, en az iki saat bizim.” deyip Nuray’ı uyanması için sarsmaya başladığında diğer erkek karımın pürüzsüz kadınlığını yalamaya başlamıştı bile.
Sersemlemiş bir yüz ifadesiyle gözlerini açan Nuray Veysel’in ağzına uzattığı dün gece kendine zevk üstüne zevk yaşatan aletin başını yine uysalca ağzına sokarken başını kaldırıp en mahrem yerini dil darbeleriyle ıslatan diğer erkeği görünce”A aaa! O da kiimm?!” sorusu üzerine Veysel ”Senin güzelliğine hayran bir başka yiğit” cevabına karşı ”Yaa! Ben çok mu güzelim?” dedikten sonra dikkatini ağzına uzatılan erkeklik organını emmeye verdi. Ustaca yaladığı aşk kapısından geçmek için yeterince hazır olduğunu düşündüğünü sandığım erkek karımın bacakları arasına yerleşip kamışını dar deliğin içine yerleştirdiğinde heyecanı artan karım ağzına sokup çıkarttığı Veysel’in iri organını daha bir iştahla emerken karşımdaki erotik manzaranın etkisiyle kamışım şortumu delecek duruma gelmişti.
Bir süre sonra Naci ” Veysel abi o dediğimiz şekli de yapalım da ben nöbete yetişeyim’ deyince Veysel bırakmamak için direnen karımın ağzından neredeyse zorla çıkardığı kamışı havayı döverken sırtüstü yatıp karımı üstüne çekti. Azgın bir kısrak gibi kalçalarını kalın fallusa bastırırken Naci yanında getirmiş olduğunu sandığım bir vazelin kutusundan parmaklarına buladığı vazelinle Nuray’ın arka deliğini kremleyip parmaklarını birer ikişer sokup çıkartarak dar deliğin kaslarını gevşetmeye başladı. Önümde yaşanan hard core cinselliğin etkisiyle ben de farkında olmadan sopa gibi dikilen kendi kamışımı okşamaya başlamışım. Veysel’in içine güçlükle girip çıkan kalın organının üstünde inip kalkan karım Naci’nin averaj büyüklükteki kamışının arka deliğine dayandığını hissedip başını arkaya çevirdiğinde onbeş onaltı santimlik boyu ve başına göre bir hayli kalın gövdesiyle naci’nin taş gibi sert görünen organı dibine kadar arka deliğine girmişti bile. İki erkek her iki deliğine tempolu bir şekilde girip çıkarken Nuray hayatında ikinci defa vajinal orgazma ulaşarak otelin içinde yankılanan uzun bir zevk çığlığı attı. Bereket öğleden sonra bizim dışımızdaki misafirler ayrılmış, otelde ki tek dolu oda bizimkiydi de karımın uzun süren şehvetli çığlıklarını bizlerden başka duyan olmadı.
Nurayın hemen ardından karımın arka deliğine döllerini boşaltmaya başlayan Naci içinden çıktığında geişleyen deliğin içinden akan meniler alttaki Veysel’in taşaklarına doğru süzülüyordu
Üstünü başını toparlayıp karımın dudaklarına uzun bir öpücük kondurduktan sonra odadan çıkan Naci’nin ardından arkasında yanlamasına yatıp karımı önüne alıp aletini yeniden kadınlığına yerleştirip içinde gidip gelmeye devam eden Veysel doğrulup altına aldığı karımın şehvetle şişkinleşen tüysüz vajinasını uzun bir süre pompaladıktan sonra eline aldığı devasa erkekliğinden fışkıran dölleriyle karımın gergin karnı ve diri memelerine sulamaya başladığında Nuray büyülenmiş bakışlarla erkeğin muhteşem organının kasılmalarını izliyordu.
Veysel’in giyinip odadan çıkmasıyla birlikte ayağa kalkıp soyunduğum gibi karımın üstüne çıkmam bir oldu. Yaşadığı sarsıcı seks deneyimlerinin yorgunluğuyla uykuya dalan Nuray’ı her iki deliğinden yarım saat saat düzdükten sonra ben de uykuya teslim olup dalmışım.
Ertesi gün otelden ayrılırken Veysel’in karımın üzerindeki meşum bakışlarından düşündüklerini anlamaya çalışıyordum ama son derece profesyonel tavırlar içindeki adam en ufak bir açık vermiyordu. Otelden çıkıp taksiye bindiğimizde son sürprizimi yaşadım. Bizi otogar’a götürecek olan taksi şoförü gece karımı arka deliğinden düzen Naci’den başkası değildi. O da hiç bozuntuya vermeden bizi otogara bıraktıktan sonra binip yerleştiğimiz otobüsün koltuklarında el ele tutuşmuş, hala Veysel’in iki gecedir haince içirdiği ekstazi’nin etkisi altında olan karımın tam olarak nedenini bilmediği aşırı mutlu haliyle bir sonraki şehrimiz olan Midyat’a gitmek üzere yola koyulduk.
Bir önceki yazımız olan pasifliğe ilk adım başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.